Sayfa Yükleniyor...

Lütfen Bekleyiniz...
Çörekotu Faydaları ve Kullanımı



ÇÖREKOTU NEDİR?

Türkiye’nin hemen hemen tüm bölgelerinde ve dünyanın birçok ülkesinde yetişen ince yapraklı, yaklaşık 40 cm boylarında otsu tarla bitkisidir. Çörekotu diye kullandığımız küçük siyah tanecikler; bu bitkinin dallarında yetişen kapsül içindeki tohumudur.

Bir çok vitamin  ve vücuda faydalı molekül ihtiva etmektedir. Bunların  içinde thymoquinon ve nigellon bağışıklık sistemi üzerinde etkili olduğu bilinmekte ve bağışıklık sistemini güçlendiren bazı ilaçlarda hammadde olarak kullanılmaktadır.

NEDEN ÇÖREKOTU

İnsan vücudunda basit nezleden kansere kadar oluşan bütün hastalıklarda vücut kendini korumak ve hastalıklarla başa çıkmak için bağışıklık sistemini çalıştırır. Hastalığın seyrini bağışıklık sistemi ile hastalık arasındaki mücadele belirler.Bütün hastalıkların tedavisinde verilen ilaçların etkili olması için bağışıklık sisteminin yeterince güçlü olması gerekmektedir.

Çörekotu pek çok tıbbi araştırmada insan ve hayvan bağışıklık sistemini hem hücresel(T-helper ve nötrofil aktivasyonu gibi),  hem de salgısal(antikor, lökotrien v.d ) düzeyde tüm elemanlarını dengeli  (immunmodülatör ve immunstimulan) olarak güçlendirdiği gösterilmiştir. (Bak:PubMed;nigellasativa)

İnsan vücudunda oluşan hiçbir hastalık yoktur ki başlangıcında ve seyrinde bağışıklık sistemi tarafından tedavi edilmeye çalışılmasın.

Hz. Muhammed (s.a.v.) : Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın."(Buhârî, tıb 7.- Tirmizi tıb 5.- Muslim selam 89).

Pratikte hangi miktarda, ne şekilde ve nasıl kullanılacağı konusunda çok değişik kafa karıştırıcı bilgiler mevcuttur.Nasıl kullanılacağı konusunda yazılan bilgiler genellikle araştırma ve tecrübeye dayanmayan alıntılardır.

Tıbbi araştırmalarda  çörekotu yağı, tozu veya ekstre şeklinde değişik kompozisyonlarda kullanılmaktadır.

Çörekotu konusunda Asya, Amerika ve Avrupa da yapılmış ve tıbbi dergilerde yayınlanmış yüzlerce makale mevcuttur. Bu makalelerde pankreas kanserinden,  tedaviye dirençli epilepsiye kadar sayısız hastalık üzerinde tedavi edici etkisi labaratuvar bulguları ve klinik gözlem ile gösterilmiştir.Bu etkilerin ortak özelliği bağışıklık sistemini dengeli şekilde güçlendirerek ortaya çıkmasıdır.



HİKAYESİ

Çörekotunu 1998 de tutulduğum Bronşial astma hastalığının ilaç dışındaki tedavi yollarını araştırırken okuduğum hadisi şerif üzerine değişik şekillerde kullanmaya başladım,  yeterli tesirini göremedim. Ancak tavsiye üzerine nasıl kullanılacağını tesbit edildikten sonra;  ailem ve yakınlarıma, sonrada radyoloji kliniğine başvuran ve görüntüleme muayenelerini yaptığım bütün kronik hastalara, kür tedavisi gören kanser hastalarına  ve hiç bir sürekli hastalığı  olmayan çocuk vr erişkinlere önerildi.

Sayıları yaklaşık 11 000 kadardır. İçlerinde kanser tedavisi de gören ve değişik hastalığı bulunan  900 civarında kişi düzenli olarak takip edilebildi. Hemen hemen tümünde değişik ölçüde olumlu sonuç alındı. Bu hastaların yaşları; 1 ile 73 arasında değişmektedir.

Çörek otu konusunda yurt dışı ağırlıkta olmak üzere ciddi tıbbi dergilerde yayınlanmış 800  ün üzerinde tıbbi makale bulunmaktadır. Bu makalelerde çörek otu nun değişik hastalıklar üzerindeki etkisinden bahsedilmektedir.

Bu yayınlarda çörekotunun insan ve hayvan bağışıklık sistemini hem hücresel(T-helper aktivasyonu gibi), hem de salgısal(antikor v.d ) düzeyde tüm elemanlarını dengeli  (immunmodülatör ve immunstimulan )  olarak güçlendirdiği gösterilmiştir. Yayınlarda yan etki bildirilmediği gibi kullananlarda da yan etki bildirilmedi.

Tavsiye edilen hastalara aldıkları ilaçları aksatmamalarını, çörekotunun destekleyici etkisinin olduğunu alternatif bir tedavi şekli olmadığı da özellikle vurgulandı.

Kronik hastalıkların çoğu ömür boyu sürer ve tedavileri günlüktür. Bu hastalarda tedavi semptomlara (şikâyetlere) karşıdır. Semptomatik tedavi görenlerden düzenli çörekotu kullananların tamamına yakınında ilaç alma ihtiyacında azalma ve yaşam konforunda artış izlendi. İlaç kullanma ihtiyacının kalmadığını bildirenlerde oldu. İlaç dozundaki değişiklikler doktor kontrolü altında yapıldı.

Ancak kür tedavisi gören kanser hastalarında, hayati hastalığı olanlarda ve şeker hastalığı ile hipertansiyon gibi belirtisi her zaman hissedilemeyen hastalarda ilaç tedavisinde değişiklik yapılmadı. Bu hastalarda İlaçlar ile beraber, ara dönem ve ilaç sonrasında kullanmaya devam edildi. Genel olarak yaşam kalitesinin artığını bildirdiler.

Göz ardı edilmemesi gereken diğer nokta ise nasıl her ilacın hastalar üzerindeki etkisi farklı ise çörekotunun da etkisi kişiden kişiye değişebilir.



NEREDEN VE NASIL TEMİN EDİLİR

Çörekotu aktarlarda ve baharatçılarda kilo ile satılmaktadır. Satılan çörekotunun tamama yakını ithal çörekotudur.Ticari amaçla yerli çörekotu ekimi nadir olarak yapılmaktadır. Yerli çörekotu ekimi genelde bahçelerde ve aile ihtiyacı kadar yapılır.Çörekotu aktarlarda çoğunlukla çiğ olarak bulunur. Ancak son ithal çörekotlarının bir kısmı kavrulmuş olarak satılmaktadır. Kavrulmuş çörekotunun hiçbir tedavi değeri yoktur.Satan aktarlar da bazen çörekotunun çiğ veya kavrulmuş olduğunu bilmemektedir.

Çiğ  ve kavrulmuş çörekotu farkları:Çiğ çörekotu çiğnendiğinde oldukça rahatsız edici acı tadı vardır.Islak pamuğa ekildiğinde bir haftada filizlenir.

Kavrulmuş çörekotu çiğnendiğinde acı tadı yoktur,hoş kosu vardır ve ıslak pamukta filizlenmez.

Bahçenizde 10-15 metrekarelik alana  mart ayında ekeceğiniz 100 gram çörekotundan; 2 ile 3 kilo kadar taze çörekotu üretebilirsiniz..

NASIL HAZIRLANIR

Tek seferde kullanılacak (kavrulmamış ve fırınlanmamış) çörek otu  un yada kepek iriliğinde öğütülür.Un kadar ince öğütülürse bulantı ve mide tahrişi yapabilir. Bu nedenle kepek iriliğinde öğütmek daha uygundur.

Öğütme işlemi :Kahve değirmeni, elektrikli kahve öğütücüsü veya karabiber değirmeni kullanılabilir. Piyasadaki kahve ve karabiber değirmenlerinin bir kısmı öğütme işlemi yapamamaktadır. Değirmeni almadan önce denemek için yanınızda bir miktar çörekotu taşıyın. Aldığınız değirmenin içini su ile temas ettirirseniz paslanır).Elektrikli kahve öğütücüsü öğütme işlemi için daha pratik kulanım sunar.

Yenecek kadar çörekotu kahve öğütücüsünde öğütülür. Öğütüldükten sonra bekletmeden hap gibi ağız içine alınır ve üzerine bir miktar su içilerek çiğnemeden yutulur.

Öğütülmeden alınırsa büyük oranda hazmedilmeden atılır.Ağızda çiğneyerek de alınabilir.Bu durunda yeterince öğütülmeyebilir ve bulantı yapabilir.

Öğütüldükten sonra bekletilirse oksitlenerek yapısı bozulur ve içindeki aromatik yağ asitleri buharlaşır. Bu iki sebepten dolayı etkisi azalır.

Aç karnına alınabilir ancak sindirim sistemi rahatsızlığı olanlarda mide tahrişi ve bulantı yaptığından hafif bir yemekten sonra veya yarı tok alınması önerilir.

Kullanım sırasında bildirilen tek yan etki özellikle sindirim sistemi rahtsızlığı olanlarda ekşime ve yanma şikâyetleridir. Bu şikâyetler için antiasit ilaçlar alınabilir.



GÜNDE NE KADAR  KULLANILIR

--Çocuklarda 10 kg altında  yarım çay kaşığı;Yaklaşık 1 gram.
--10 yaşında ve 20 kg a kadar  bir çay kaşığı:Yaklaşık 2 gram.
--30 kg a kadar  bir buçuk  çay kaşığı;Yaklaşık 3 gram.
--50 kg  civarı ağırlığı olan erişkinler ise iki   çay kaşığı  dolusu; Yaklaşık 4 gram.

--60 kg ve üstü erişkinler 2 veya 3  çay kaşığı dolusu  çöreotunu günlük almaları gerekir.

Günlük alınan çörekotu hiçbir zaman 6 gramı geçmemelidir.

Bu miktardaki çörekotu bir defada alınabilecegi gibi sabah-akşam olarak ikiye bölünebilir. En az 6 ay kadar bu şekilde devam edilir.Tesiri tam olarak görüldüğünde bir miktar azaltılabilir.

Hastaların yanında sağlam  çocuk ve erişkinler  vücut direncini artırmak için aynı miktarda  önerilen  çörekotu nu  alabilirler.

Çörekotunun tüm hastalıklar üzerindeki etki mekanizması aynı olduğundan farklı hastalıklar için farklı şekilde kullanılmaz. 

İlaçlar ve çörekotu:Çörek otu almaya başladıktan sonra ilaçlar kesilmez,ilaç ile beraber çörekotu almaya devam edilir. Çörekotu alınırken ilaç alımında ve dozlarında değişiklik ancak doktor kontrolünde yapılabilir.İlaçlar kesildikten sonra da çörekotu almaya devam edilir.Kemoterapi ve benzeri ağır ilaç alanlar çöreotunu normal zamandakinin yarısı kadar veya hiç almayabilir.

Çocuklarda kullanımı için dikkat:  Ağızdan gıda almaya başlayan bütün çocuklara verilebilir yaş sınırlaması yoktur.Çocukların bir kısmı severek ve isteyerek yerler. Bazı çocuklar ise yememek için direnirler bundan dolayı çocukları zorlamadan yedirmek gerekir.Aç karına çocuklara verilmemesi özellikle önemlidir. Aç karına  veya zorla yedirilen çocuklarda tiksinti hissi oluşursa daha sonra yedirmek mümkün olmaz.Isıtılmadan yiyeceklerin içine katılıp da verilebilir. İlk kez veriliyorsa  verilecek miktarın  dörtde biri ile vermeye başlayıp 2-3 hafta sonra istenen miktara çıkmak gerkekir.

NE KADAR SÜRE KULLANILIR

Bağışıklık sistemi üzerindeki tesiri ikinci aydan sonra başlar. Tam etki ortalama 6 ay kullandıktan sonra görülür.Etkisi kullanıldığı süre kadar devam eder. Bu etkinin devam etmesi için çörekotu nu ömür boyu almak gerekir.Etkinin devamı için  alınmasına   2 günden fazla ara verilmemelidir. Tam şifa elde edildikten sonra bırakılırsa hastalık tekrar nüks edebilir.

Ortalama  6 aylık süre tüm hastalıklar için kesin süre değildir. Kullanan kişiler farklı hastalıklarda farklı süre bildirdi. Bu süre kişiden kişiye ve hastalıktan hastalığa göre 3 ile 14 ay arasında değişmektedir.

Tıbbi tedavi ile uyuşmayan tesiri olmadığından önerilen miktarda her türlü ilaç tedavisi ile beraber rahatlıkla kullanılabilir.Önerilen miktarın üzerinde kullanılmadığı sürece karaciğer fonksiyon testlerini bozmamaktadır.

Tam şifa dönemindeki kronik hastalar nüksü önlemek için, herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı kişiler ve çocuklar ise; bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için kullanabilir.Özellikle sık hastalanan çocuklarda koruyucu etkisi çok fazladır.



HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR?

İlaçların etkili olması için bağışıklık sisteminin sağlam olması gerekmaktedir. Bağışıklık sistemi sağlam ise ilaçlar etkili olur.Bağışıklık sistemi zayıf ise hiç bir ilacın tesiri olmaz.AİDS hastalığı gibi.Çörekotu bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden ilaçların alternatifi değil tamamlayıcısıdır.Bu nedenle ilaçların yerine kullanılmaz.Ancak  kemoterai hariç her türlü ilaç ile beraber alınabilir.İlaçlara zararı yoktur.

Kronik hastalıkların tedavisinde, şiddetinin azaltılmasında ve tekrarının önlenmesinde ilaçlar ile beraber ve ilaçların alınmadığı durumlarda kullanılır.

Kür tedavisi gören kanser hastalarında kemoterapi alınan ve bulantı  olan günler hariç her türlü tedavi şekli ile beraber ve ömür boyu alınmalıdır.

Uzun süreli çörekotu kullanımı kronik hastalarda ilaç tedavisi ihtiyacını azaltabilir veya ortadan kaldırabilir.

Bağışıklık sistemini güçlendirerek tüm hastalıkların tedavisini kolaylaştıran, ortaya çıkmalarını ve nükslerini ( tekrarlamalarını) engelleyen destekleyici genel etkiye sahiptir. Bu etki nedeniyle kronik hastalıkların şiddetli dönemlerinde ilaçlar ile beraber kullanılabilir. İlaç kullanılmadığı zamanlarda ise hastalığın tekrar ortaya çıkmasını (nüks etmesini) önlemek veya şiddetini azaltmak için kullanılabilir.

Ameliyat olacak hastalarda ameliyattan önce yeterli süre alınırsa ameliyat sonrası dönemde ameliyat yarasında enfeksiyon ihtimalini azaltarak ameliyat sonrası dönemin daha kolay geçirilmesini sağlar.

Kronik hastalığı olmayan çocuklar ve erişkinlerde daha seyrek hastalanmak ve geçirilen hastalığı daha hafif atlatmak için kullanılır.

Yeni doğum yapmış anneler kullandığında kendi bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi yanında emzirmeden dolayı bebeklerinede geçer ve bebeklerde bundan faydalanır.

Yerli ve yabancı tıbbi dergilerde yayınlanan aşağıdaki hastalıklarında içinde olduğu tüm kronik hastalıkların tedavisinde değişik oranlarda etkili olduğu hayvan ve insan deneylerinde klinik ve labaratuvar bulguları ile gösterilmiştir.

--Otoimmun hastalıklar:Romatizmal hastalıklar ve SLE gibi.
--Alerjik hastalıklar:  Bronşial astıma, saman nezlesi, ürtiker, dermatitler.
--Solunum sistemi hastalıkları: Bronşiektazi, Fibrozis ile seyreden intertisyel hastalıklar; silikozis gibi
--Cilt hastalıkları: Behçet hastalığı,Sedef hastalığı, Allopesiler. Egzama, Vitiligo
--Mukoza hastalıkları:Ağız içi aftlar.
--Sinir sistemi hastalıkları: Nöritler, miyelitler, multiple skleroz, demiyenilizan hastalıklar, Epilepsi,ilaçlara dirençli havalelerde.
--Böbrek hastalıkları: Nefritler, proteinüriler (**proteinurisi olan hastalarımızda proteinurinin tam kaybı; 10 ile 14 ay arası sürede gerçekleşti ve çörekotunu bırakanlarda tekrarladı. Bu nedenle proteinuri kaybolduktan sonra da  çörekotu almaya devam edilmelidir.
--Sık geçirilen idrar yolu hastalıkları. (Özellikle felçli hastalarda tedaviye dirençli idrar yolu hastalıklarında)
--Tüm kemik iliği (kan ) hastalıkları: Lösemi ve lenfomalar.
--Sindirim sistemi hastalıkları: Kolit, Şeker has
--Kronik karaciğer hastalıkları: Hepatit -B ve C.
--Kalp ve damar hastalıklar: Hipertansiyon ve damar sertliğinde aç karına alınması tavsiye ediliyor.
--Diyaliz hastaları.
--Kanser tedavisinde ilaçlar ile beraber ve ilaç sonrası dönemde kullanılabilir. Ayrıca bu hastalarda bağışıklık sistemini kuvvetlendirici etkisi yanında kimyasal tedavi sırasında açığa çıkan serbest radikallerin kan düzeyini azaltarak yan etkilerini hafifletir.
--AİDS.    --Amiloidozis.  --Ailevi akdeniz ateşi
--Bazı kısırlık türlerinde: sperme karşı antikor gelişimi varsa.
--Akut ( ani ve geçici ) hastalıkların önlenmesi, sıklığının azaltılması ve hafif geçirilmesinde.
--İlaç tedavisinin faydalı olmadığı durumlarda.



DEPRESYON, BİPOLAR BOZUKLUK VE PANİK ATAK

Vücutta kortizon  börek üstü bezinde  üretilmektedir. Kontrolü ise hipotalamus ile beraber melatonin  ve seratonin hormonlarınında koordinasyonu ile birlikte karmaşık bir sistemle yapılmaktadır. Günlük 24 saat boyunca değişken miktarda ve dalgalı olarak salgılanmaktadır. Sabah güneşin doğuşu sırasında ve akşam güneşin batışı sırasında en yüksek düzeyede salgılanır. Eğer bu zamanlar uykuda geçirilirse kortizon ile beraber seratononin ve melatonin normal ritmi bozulur.Kortizon ritm bozukluduğunda  bitkinlik oluşur.  Seratonin ve melatonin hormonlarının ritmi bozulduğundan gergin ve depresif ruh hali oluşur.Bu durum insanda gün boyunca depresif,düzensiz ve gergin ruh hali yaşanmasına sebep olur.

Hergün sabah güneş  doğmadan yaklaşık; 30, doğmaya başlamasından itibaren yaklaşık; 30 dakika ve akşam güneş batmadan önceki; 45 dakikalık keraat vakti olarak bilinen zaman dilimidir. Bu vakitler uyunmadan  uyanık geçirilirse  iki veya üç gün  içinde  tesiri  hissedilir.Düzenli uyku kontrolü  ile  beraber çörekotu tarif edildiği şekilde  düzenli kullanılırsa 2-3 ay da tam veya tam a  yakın tedavi görülüyor.

Hz.Muhammed(SAV) keraat vakti olarak bilinen vakitlerde hiç uyumamıştır.Hz.Ali; Bir kimse keraat vakti uyuduğunda aklını kaybederse kendinden başkasını suçlamasın.

Biyolojik saat mevsimlere göre sürekli değişkenlik göstermektedir.  Bahsedilen süreleri uyuyarak geçiren kişinin depresyondan,  düzensiz ve gergin ruh halinden kurtulma ihtimali yoktur.

Kilo kontrolünde: Çörekotu nun kilo almak ve vermek üzerinde doğrudan etkisi yoktur.   Ancak metabolizmanın hızlanması  ve bağışılık sisteminin güçlenmesinin dolaylı etkisi olabilir. Zayıflamak için az yemek ve hareketi artırmak dışında anlamlı hiçbir diyet yoktur.
Ömür boyu yapılmayacak  diyet sağlıklı değildir. Çünkü diyet bırakıldıktan sonra metabolizmanın düzeni bozulur.En sağlıklı diyet  daha önce yenilen hiçbir gıdayı tamamen terketmeden  miktarını azaltmaktır.Ayda 3 kilodan fazla zayılamak sağlıklı değildir.

Reflü , Kabızlık ve Kronik farenjit: Reflü şikayeti olanlar çörekotunu sabah yada öğle vakti almaları gerekir. Akşam alınan çörekotu reflüyü artırabilir. Reflü olmaması için yatarken mide boş veya yarı boş olmalı. Yatma pozisyonu olarak sağ yan veya sırtüstü tercih edilmeli. Sol yan üzerine yatıldığında mide boşalması zorlaşır ve mide içeriği  yemek borusuna geri kaçar(reflü oluşur).

Reflü çözüldüğünde kabızlık ve kronik farenjitin  tedavisi büyük ölçüde kolaylaşır.Kronik farenjitin üç te iki sebebinin reflü olduğu unutulmamalıdır.Her üç  şikayetin tek tedavisi mideyi gereğinden fazla doldurmadan sofradan kalkabilmekdir.

Çörekotu sabah aç karına bal ile karıştırılıp yenirse kabızlık ve gaz şikayetlerini giderdiği kullananlar tarfından bildirilmiştir.

Akşam alındığında uykuya dalmayı kolaylaştırır ve uyku kalitesini artırır.



UYARILAR

Çörekotu kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gören hastalarda önerilen miktarda kullanıldığında karaciğer fonksiyon testlerini bozmamaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi yanında, kematerapötik ilaçların yan etkisi olarak kanda artan serbest radikal dediğimiz toksik molekül miktarınıda azalttığı bildirilmektedir.

Kemoterapi alınan günlerde bulantı ile beraber karaciğerin yükü artar. Kemoterapi günlerinde bulantının artmaması için almamak  daha uygundur.

Gebelik döneminde kullanılması konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak doğuma  yakın bir-iki aylık dönemde alındığında doğumun kolaylaşması yanında, doğum yaralarının  iyileşmesinde de faydalı olur.

Tavsiye edilen miktardan daha fazla  alınmasının toksik etki nedeniyle faydadan çok zararlı olabileceği unutulmamalıdır.

Sindirim sistemi rahatsızlığı olanlarda erken dönemde ekşime ve yanma şikâyetlerine karşı antiasit ilaçlar alınabilir.
Çörekotu alındıktan yaklaşık 2- saat sonra kan şekerinde düşme olur. Kişi bunu halsizlik şeklinde hisseder.Şeker hastaları insulin ve insulin olmayan ilaç dozlarını ayarlarken dikkatli olmaları gerekir.Yani şeker hastaları çörekotundan hem kısa vadede hemde uzun vadede fayda görürler.Devamlı ceplerinde taşıyabilir ve kan şekerinin yükseldiğini hissedildiğinde bir miktar çiğnenirse  kan şekerinin kısa sürede düştüğü görülür.





Kayıt Tarihi: 07.01.2018